Sosyal Medya

Güncel

'Erdoğan, Sisi ve Batı’nın İkiyüzlülüğü'

Türkiye’de gerçekleşen 1 Kasım seçimlerinin sonuçlarının açıklanmaya başlaması ile Batı başkentlerini bir matem havası kapladı.



Avrupa ve Amerikan basını, Türkiye'deki seçim sonuçlarını “ Åžok” ve “Türkiye'nin Kara Günü”baÅŸlıkları ile aktardı. Bu kasvetli ortamda kaleme alınan editör masası ve yorum yazılarında muhalif yazarlar “otokrasi ve despotizme dönüÅŸ” uyarısında bulundu ve sonuçların “demokrasinin geleceÄŸi”nin tehlike olduÄŸunu ilan ettiler.

BU vahim durumdaki analizlerin hiç birinde ErdoÄŸan'ın partisinin meclis çoÄŸunluÄŸunu kaybetmesi ile sonuçlanan Haziran seçimlerini kabullendiÄŸi ve ulusal birlik hükümeti kurma çabası içinde olduÄŸuna yer vermedi. Aksine kendisi için Anayasa'yı deÄŸiÅŸtirmek üzere erken seçimlere gidilmesini istediÄŸini yazdılar.

Türkiye CumhurbaÅŸkanı hakkınad “Osmanlı Sultanı” vurgusu yapan Batılı yazarlar onun aslında bir halka Ürdün, Körfez ülkeleri, Irak ve Suriye'deki gibi bir despot halkası ile çevrili olduÄŸunu görmezden geldiler. Biraz daha ötede ülkenin demokratik bir biçimde halk tarafından seçilmiÅŸ cumhurbaÅŸkanını deviren ve idareyi kanlı bir askeri darbe ile ele geçiren bir askeri general bulunuyordu: Sisi.
Ancak bu lider Paris ve Berlin gibi Avrupa baÅŸkentlerinde çok sıcak bir biçimde karşılandı. Bugün ise Ä°ngiltere'de David Cameron'un misafiri.

Bu olan bitenle bölge halklarına gönderilen mesaj oldukça açık: demokratik ya da diktatör olup olmaması farketmez bizim ihtiyaç ve isteklerimizi yerine getirsin yeter. Burnumuzu tıkarız ve o haydutun elini sıkarız. Kiralık savunucularımızı devreye sokarız: “uzmanlar”“yorumcular” ve“analistler” onun mide bulandırıcı fiillerini meÅŸrulaÅŸtıracak, efsanevi ekonomik geliÅŸmelerden ve sözde politik reformlarına övgüler düzecektir. Bundan “siyasi realizm” olarak bahsedeceklerdir. 

ErdoÄŸan kötülenip eleÅŸtirilirken Sisi'nin önüne kırmızı halı seriliyor. Biri geçmiÅŸteki beÅŸ askeri darbeden ve askeri idareden sonra ülkesini demokrasi yoluna sokmuÅŸken diÄŸeri ülkesinde yeni filizlenen demokrasiyi kanlı bir biçimde sonlandırıyor.

OrtadoÄŸu hakkında haber yapan ve yazı yazan haberci ve analizlerin çoÄŸu hakim olan söylemin dışına çıkamıyor ya da sahadaki olayların gerçekleÄŸini yansıtmak yerine ideolojik ve kültürel engellere takılıyor. Onlar Avrupa-merkezcilik, ben-merkezcilik ya da Oryantalizm semptomlarını sergiliyorlar. Sömürgecilik zamanlarındaki misyonerlerin, seyyahların ya da sömürge memurlarının yerini modernleri almış durumda: uzman, yorumcu, analist ya da kadim baÅŸkentten Ä°mparatorluk'un taÅŸrasına gelmiÅŸ muhabir. Ä°simler deÄŸiÅŸse de söylem ve içerik hiç deÄŸiÅŸmeden kalıyor. Kodlanmış mesajlar bitip tükenmeden yeni halleriyle yeniden üretiliyor.

 

Aslı middleeastmonitor'da yayınlanan haber Melahat Kemal tarafından TIMETURK için Türkçe'ye çevrilmiÅŸtir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.